CIPOML: ABD saldırganlığı Trump'la artıyor, işçiler ve devrimci güçler birleşmeli
Trump’ın ikinci döneminin küresel çatışmaları tırmandıracağı ve yenilerini yaratacağını belirten CIPOML, işçi sınıfının mücadeleye hazırlanması gerektiğini vurguladı.

Logo: CIPOML
Uluslararası Marksist Leninist Parti ve Örgütler Konferansı (CIPOML), ABD’de iktidara gelen Donald Trump yönetiminin bir aylık karnesini çıkardı. Trump’ın ikinci başkanlığında attığı ilk adımların dahi hem ABD’yi hem uluslararası siyaseti sarstığına dikkat çekilen açıklamada, bu adımların mevcut jeopolitik çatışmaların kötüleştireceği, yenilerini yaratacağı, ekonomide küresel bir durgunluk sürecini hızlandıracağı ve işçilerle genel olarak halkların yaşam koşullarını ciddi şekilde etkileyeceği uyarısı yapıldı. Bunun karşılığında artan işçi ve halk memnuniyetsizliğinin mücadeleye dönüşmesi gerektiği belirtilerek “İşçilerin, köylülerin, emekçi sınıfların ve ezilen kesimlerin birliği; demokratik, ilerici, sol, kapitalizm karşıtı ve antiemperyalist güçlerin ortak eylemi, içinde bulunduğumuz anla yüzleşmek için esastır” denildi.
CIPOML Koordinasyon Komitesi adına yapılan açıklamada, Trump’ın yeni döneminin bir öncekinin tekrarı olmayacağına işaret edilerek “Şimdi karşımızda daha açık şekilde otoriter bir Donald Trump var. Beyaz üstünlükçülük kavramlarını onaylıyor. ABD’nin geleneksel müttefikleri de dahil olmak üzere ülkelerle ilişkilerde daha saldırgan. Gezegendeki hegemonik güç konumunu her şekilde sürdürmeye hazır” denildi.
ABD emperyalizminin yarım yüzyıldan fazla bir süredir neoliberalizmin standart taşıyıcısı rolünü oynadığına ve IMF ile Dünya Bankasını kullanarak, bunu dünya düzeyinde kapitalist birikimin egemen modeli haline getirmeyi başardığının hatırlatıldığı açıklamada “ABD ekonomisinin son yıllarda yaşadığı ciddi sorunlar ve hepsinden önemlisi Çin’in hegemonik güç olarak ABD’nin yerini alacağı korkusu, Trump ve etrafındaki tekeller ile finans gruplarının ekonomi ve devletin diğer unsurlarının yönetimine ilişkin vizyonlarını değiştirmelerine yol açtı. Bu amaçla, ABD’nin en zengin milyarderlerinden oluşan yeni hükümetini hazırladı. Bu hükümet, bileşimi itibariyle, küresel finans oligarşisinin bugün dünyanın en büyük emperyalist devletinin yürütme aygıtına entegrasyonunun çarpıcı bir resmidir” ifadeleri kullanıldı.
Tekeller doğrudan yönetmek için yönetim aygıtını ele geçirdi
Modern teknolojiler alanındaki büyük tekellerin, silah şirketlerinin ve büyük finans ve emlak spekülasyon şirketlerinin, işlerini doğrudan yönetmek için yönetim aygıtının kontrolünü ele geçirdiklerinin vurgulandığı açıklamada “Bu, burjuva devletinin tekel aşamasında tanık olduğu dönüşümlerde çarpıcı bir gerçektir” denilerek şu ifadeler kullanıldı:
“Trump, Beyaz Saray’da göreve başlar başlamaz bütçedeki kamu harcamalarını kesti, sosyal programları felce uğrattı ve kamu sektöründe işten çıkarmalar başlattı. Buradan sağlanan kaynaklar, ilk döneminde büyük düşüşler gerçekleştirdiği gelir ve kurumlar vergilerinde milyarderlere büyük kazançlar sağlayacak yeni vergi indirimlerinin finansmanına yöneltiliyor. Yabancı tekellerle rekabet iddiasıyla, özellikle dijital finansal teknoloji şirketlerine abartılı sübvansiyonlar veriliyor.”
Ticaret savaşında daha kapsamlı bir sayfa açılıyor
CIPOML açıklamasında Trump’ın yeni gümrük vergileriyle yeniden başlattığı ticaret savaşına da değinildi. Açıklamada, “ABD emperyalizmi bugün korumacı politikalara başvurarak, diğer ülkelerin sırtından zengin olma niyetinde olduğunun sinyallerini açıkça veriyor. Çin, Kanada ve Meksika ile başlayan, daha yüksek gümrük tarifelerinin ilan edilmesi ve bu politikanın Avrupa Birliği (AB) üyeleri de dahil olmak üzere herkese uygulanacağı tehdidi, ticaret savaşında şimdi daha kapsamlı ve daha derin yeni bir sayfa açıyor” denildi.
Sadece ABD ile Çin arasındaki çelişkilerin değil, aynı zamanda ABD ile AB ülkeleri ve G7 ülkeleri arasındaki çelişkilerin de daha gergin hale geldiği hatırlatılarak, “Elbette daha pahalı ürünlerin bedelini ödeyecek olanlar işçiler ve halklardır; her zaman olduğu gibi burjuvazinin hükümetlerinin halk karşıtı politikalarının etkileri onların sırtına yıkılmaktadır” vurgusu yapıldı.
Açıklamada, ABD emperyalizminin İsrail siyonizminin Gazze Şeridi’ni bombalamaya devam etmesi ve Filistin’de kalıcı bir işgal rejimi kurmasının önünün açılması planından BRICS ülkelerine yönelik tehditlere, Amerikan Doları’nın ekonomik kontrol ve ülkelerin boyunduruk altına alınması için bir silaha dönüştürülmesinden kripto para birimleri üzerine oynadığı bahislere kadar uluslar arası müdahaleleri de tek tek hatırlatıldı.
Öte yandan Trump’ın ve ona eşlik eden seçkinlerin gerici anlayışının bir parçası olarak nefret, rövanşizm, beyaz üstünlüğü, yabancı düşmanlığı, “Amerikan ulusunun” dünyanın geri kalan halkları ve ülkeleri üzerindeki üstünlüğü gibi politikalara da dikkat çekildi.
İşçilerin ve halkların hoşnutsuzluğu artıyor
Tüm bunların şimdiden işçilerin, gençlerin ve halkların tepkisini çekmeye başlatıldığı belirtilerek özellikle ABD’de göçmen düşmanlığına karşı başlayan ve göçmen emeğinin ABD toplumunun gelişimindeki rolü ve ülkenin zenginliğine katkısını gösteren ‘göçmensiz bir gün’ gibi direniş eylemleri ile sokak eylemlerinin öneminin altı çizildi.
“Trump’ın şantaj ve baskı politikalarına karşı halkların hoşnutsuzluğu giderek artıyor. Bu, emperyalizmin gerici, baskıcı ve sömürücü doğasının kınanmasını daha büyük bir güçle geliştirmemiz gereken önemli bir senaryodur” denilen CIPOML açıklaması şöyle devam etti:
“Dünyada yeni bir ekonomik, siyasi ve sosyal senaryonun şekillenmekte olduğu ve bunun farklı ülkeler üzerindeki etkisinin açık olduğu nettir. Emperyalistler arası çelişkilerin keskinleşmesinin ufukta olduğunu söyledik; uluslararası düzeyde sağ kanadın en gerici kesimlerinin mevzi kazanmak için yeni durumdan yararlanmak isteyeceklerini görebiliyoruz. Ancak hareket halinde olanlar sadece onlar değil. İşçilerin ve halkların sadece gericiliğin saldırısına karşı koymak için değil, aynı zamanda kendi devrimci siyasi projelerini, sunmak ve inşa etmek; kapitalizm karşıtı, antiemperyalist; devrimin ve sosyalizmin zaferi için de direnişi ve mücadelesi sürüyor.
CIPOML üyesi parti ve örgütler, ABD emperyalizminin saldırısına, faşist ve faşizm yanlısı güçlere karşı öncülük etme sorumluluğuna sahip. İşçilerin, köylülerin, emekçi sınıfların ve ezilen kesimlerin birliği; demokratik, ilerici, sol, kapitalizm karşıtı ve antiemperyalist güçlerin ortak eylemi, içinde bulunduğumuz anla yüzleşmek için esastır. İşçilerin ve halkın gücüyle, sermaye sahiplerinin saldırısını yenilgiye uğratacağız.”
Türkiye'den Emek Partisinin (EMEP) bileşeni olduğu CIPOML, Tunus'tan Ekvador'a, İspanya'dan Hindistan'a 26 ülkeden Marksist-Leninist parti ve örgütlerden oluşuyor. (Dış Haberler)
Evrensel'i Takip Et